9 – İYİMSERLİK

9 01 2012

Açılan masmavi gökyüzü

Çıplak dallarda bir umut, bir söz…

Nasıl ki kışın güneşli günleri varsa

Yetişkinlikte de çocukluğa geri dönülebilir.

Kışın her şey ölü ya da uykudaymış gibi görünür. Yağmur ve kar hiç dinmeyecekmiş gibi ve geceler upuzun gelir insana. Derken bir gün gökyüzü aydınlanıp parlak bir maviye dönüşür. Hava ısınır. Topraktan bir buğu yükselir, sudan, balçıktan ve yosundan yayılan güzel koku havada gezinir. Bahçıvanlar şimdi yalnızca çıplak dallar ve gri kök başları olarak gözüken yeni döller hazırlarlar. İnsanlar iyimserdir; soğuğun da bir sonu olduğunun farkındadırlar.

Yetişkin bir insan olduğumuzda sorumluluklarımız korkunç şeylermiş gibi görünür bize. Hava hiç de işbirliği yapar gibi görünmediği zamanlarda neden toprağı  kazmak zorundayızdır? Yapılacak işleri yalnızca zorunluluklar olarak görür, kaderimize yaslanırız. Oysa zamanla uyum içinde çalışmak büyük bir sevinçtir. Şeyleri uygun yer ve zamanda yaptığımızda ve bu çabalarımız meyve verdiğinde kıvancımız sonsuzdur.

Emekli olduktan sonra bir meyve bahçesi yetiştirmeye başlayan yaşlı bir adam vardı. Herkes ona gülüp geçti. Neden ağaç dikiyordu ki? Diktiği ağaçların meyvelerini almaya ömrü yetmeyecekti nasılsa. Her şeye rağmen o yine de dikti ağaçlarını; ve onların çiçek açtığını gördüğü gibi meyvelerini de yedi. Hepimizin bu tür bir iyimserliğe gereksinimi var. Çocukluğun umudu ve masumiyeti budur.

Alıntı: 365 Günün Tao’su, Deng Ming-Dao, Dharma Yayınları