Latîfe:
Gusletmek için Akşehir gölüne giden biri, Hâce’ye sormuş:
-Hocam! Gusül abdesti alırken ne tarafa döneyim?
Hâce hemen cevap vermiş:
-Elbiselerini nereye çıkarırsan o tarafa!
.
Şerh:
İsmail Emre bu latîfeyi şöyle mânâlandırıyor… Umumî anlayışımız, din meyvasının ekseriya kabuğunu kemirmektedir. Elbette ki kabuğu kemirmekle (iç)in lezzeti alınamaz. Meselâ, abdesti, elimizi, yüzümüzü ıslatmaktan ibaret bir iş zannederiz. Bu yüzdendir ki abdest alırken yüzüğü hareket ettirmeli mi, ettirmemeli mi diye yıllar yılı münakaşalar, mübâheseler etmişizdir. Oysa ki, Peygamberimiz, yıkanmayla ilgili dinî ahkâmın gayesini (Temizlik imândandır.) diyerek desturlaştırmıştır. Keza, bir dakika içinde, sanki arkamızdan atlı geliyormuş gibi acele acele kıldığımız namazların (huzur) gayesiyle yâni Allah’ın huzurunda bulunmak gayesiyle ne alâkası vardır?
Demek ki biz, şeklî hareketlerden ibaret zannettiğimiz ibadetleri yaparken, yahut dinî kaideleri anlarken onların hikmetlerinden uzaklaşıyoruz. İşte Hâce Nasreddin, guslün ve dolayısiyle dinî ahkâm ve ibadetlerin birer hikmete birer sebebe dayandığını anlamayan bizlere sebebini anlamadan filân tarafa döneceğiz diye elbisemizi çaldırıp çırılçıplak kalmaktansa, hem gusledip, hem de elbiseye bakmanın en uygun hareket olacağını anlatmak istiyor. Çünkü guslün gayesi filân tarafa dönmek değil, pisliklerden temizlenmektedir. Çıplak kalan insan, ibadet bile edemez.
Kaynak: İsmail Emre Kütüphanesi, http://www.ismailemre.net
Görsel Kaynak: Mahmut Kaya, Minyatürlerle Nasreddin Hoca Manzum Fıkralar