Âlem İçinde Âlem

1 09 2020

İnsan kendini bilmez…

Bilmez şimdi hangi âlemdedir?..

Kimdir?..

Nerededir?..

Gözleri hep diğer âlemlerde…

Bazen merak duyar

büyülenir onların gizemiyle,

bazen de anlayamaz

reddeder öfkeyle

ya da ürperir tuhaf bir korku içinde…

Oysa yaşam herkese

kendine ait bir âlem sunar ve der ki:

“Önce kendi âlemini tanı,

kendine sevgi ve saygı ver,

ancak o zaman diğerlerini tanıyabilir,

sevebilir ve sayabilirsin.”

Kendini bilen insanı,

hazır olduğunda tanıştırır yaşam,

yolculuğunda buluşacağı diğer âlemlerin gerçeğiyle…

Önce kendi âlemini tanı…

Ne zaman ki âşina olur anlarsın şimdi içinde bulunduğun bu âlemi, o zaman vakti gelir bir sonrakinin.

Israr edersen gözlerini ve kalbini kapatıp görmemeye tanımamaya, bil ki sana çıkış yoktur bu âlemin labirentinden.

Döner durursun kaybolmuş aynı yollarda, kaybolmuş aynı zamanlarda.

Kalbini açmazsa eğer, insan için mümkünatı yoktur gözünün önündekini görmenin.

Yaşam öncesinde insan, ‘bilmediği bir âlem’dedir.

Yaşam içinde insan, ‘yaşam âlemi’ni bilmelidir.

Yaşam sonunda ise, yine ‘bilinmeyen bir âlem’e gidecektir.

Tüm yolculuk bilinmeyen ile bilinen arasında gidip gelmektedir…

Dünyanın içinde insan, ‘dünya âlemi’ni tanımalıdır.

Aşağı baksa; hayvanlar, bitkiler, böcekler, madenler…

Yukarı baksa; güneş, ay, gezegenler, yıldızlar…

Varoluşun içinde tüm bilgi, enerjiler ve elementler…

Doğanın içinde tüm unsurlar; hava, okyanuslar, yeryüzü ve daha niceleri…

Hepsi özgün, hepsi bütün birer âlemdir kendi içinde.

Mikro âlemler ve makro âlemler iç içe ‘evrenin âlemi’ni yaratır.

İnsanın yaşamında ‘dış âlemi’ olur; sosyal âlemi, aile, eş, arkadaş, dost ve iş âlemleri…

Kendi ‘iç âlemi’ olur; bazen açılır paylaşılır dışarısıyla, bazense bir ömür hem kendine hem dışarıya kapalı örtülü kalır.

İnsanın ‘gizemli âlem’leri vardır; ruhlar âlemi, rüya âlemi, hayal âlemi, arzularının, isteklerinin âlemi.

Bedenin kendi âlemi vardır; her organın, her hücrenin bir âlemi.

Duyguların kendi âlemi vardır; öfkenin, sevincin, hüznün, neşenin, korkunun ve güvenin.

Düşüncelerin âlemi, hepsinin birer kendi âlemi vardır…

İnsanın âlemlerinin yanında, âlemlerinin de kendi ayrı âlemleri vardır; eşinin, çocuğunun, ailesinin, arkadaşlarının, toplumunun, ülkesinin ve atalarının.

Karşılaştığı her insanın, her canlının, hatta -bize göre- her cansızın bile bir âlemi vardır.

Geçtiğiniz yolun, girdiğiniz binanın, oturduğunuz koltuğun bir âlemi vardır.

İnsan bir dursa,

seyreylese bir sokak neler anlatır

ya da bir mahalle,

bir binanın dilinden ne hikâyeler dökülür

yaşamı renklendiren.

İnsan biraz vakit ayırsa ve dursa,

bir ağacın yanında,

kim bilir hangi kuşlar sohbet eder dallarında,

hangi mevsimler geçer,

hangi zamanlar akar,

kimilerini getirir,

kimilerini götürür sessizce.

“Ben hep bulutların âlemini severdim, kuşların âlemini ise bilmezdim, öğrendim.

İnsan öğrenince bir diğer âlemi, onun tüm zenginliği kendi âlemine akar, bir o kadar zenginleştirir insanı…

Sen bilmezken ‘benim âlemim’i, ne kadar kolaydır öfkelenmek, yargılamak ve ben bilmezken ‘senin âlemin’i…

Oysa yaşam iki âlemi boşuboşuna buluşturmaz, ister ki tanışsınlar, birbirlerinden öğrensinler.

Bazen bir an yanyana kalırlar, bazen bir gün, bazense yıllar boyunca.

Her karşılaşma bir fırsattır sunulan, yepyeni bir âlemi tanımaya, yepyeni bir âlemi kucaklamaya…”

Aslında saymaya çalışsak, sonu yoktur tüm bu âlemlerin.

İnsan ise ancak kendi bildiğini tanır, bildiği kadarını var sanır.

Bir âlem daha vardır ki, el-âlem deriz, insan için ‘yabancılar âlemi’dir…

Düşünmez ki insan, her birimiz birbirimize el-âlem’iz, birbirimizin yabancısıyız.

Kendi âlemini tanıyıp bilene ise ne yaban vardır ne de yabancı.

O bilir ki biz hepimiz, birbirine benzer yine de kendine özel âlemlerde yaşarız;

Aynı havayı solur, aynı toprağa ayak basar, aynı suyu içer, aynı dünyayı paylaşırız.

Açıldığında tüm âlemler gerçeğiyle, hepsi ‘yaratanın tek bir âlemi’dir.

Âlem içre âlem, var olur birlikte.

Sırası geldiğinde, yolcunun yolu geçer her bir âlemden.

Şimdi yolculuktaki insan için kalbini açma vaktidir,

Tüm âlemlere sevgi ve saygı gösterme zamanıdır.

Hepsi kendi âleminde var olurken,

İnsan için en güzeli kendi âlemini yaratmaktır,

Her sabah gözünü açmak için heyecan duyacağı

Yeryüzündeki kendi cennet âlemini.

İnsanın en büyük sorumluluğu önce kendinedir…

01/09/2020, İnsan Bedenin Ötesinde, Saba Melike Belkıs Doğar